Kuşadası Kadın Platformu, Kuşadası Kent Dayanışması ve Kuşadası Çevre Platformu’nun çağrısıyla, gazeteci Hakan Tosun ve üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş için “Adalet için: Hakan Tosun ve Rojin Kabaiş’e ne oldu?” denilerek basın açıklaması düzenledi.
İsmail Cem Barış Meydanı’nda toplanan kitle, “Rojin’e ne oldu?”, “Hakan Tosun için adalet!”, “Kadın cinayetleri politiktir!” ve “Adalet istiyoruz!” sloganları atarken, “Adalet istiyoruz”, “Rojin’e adalet”, “Hakan Tosun için adalet” yazılı dövizler taşındı.
“Adaletin kişiye göre işlediği bir ülkede yaşıyoruz”
Basın açıklamasını okuyan Kuşadası Kadın Platformu temsilcisi Gülnur Aksop, iki olayın da Türkiye’deki adalet krizini, kadınlara ve gazetecilere yönelik sistematik şiddeti bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi.
Aksop, “Rojin Kabaiş, bir yıl önce şüpheli şekilde yaşamını yitiren bir üniversite öğrencisiydi. Dosya baştan itibaren ‘intihar’ süsü verilerek kapatılmak istendi. Ancak son rapor, Rojin’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA bulunduğunu ortaya çıkardı. Buna rağmen dosya halen karartılıyor, sorumlular korunuyor” dedi.
Rojin dosyasına getirilen erişim kısıtlamasının ve delillerin saklanmasının, kadın cinayetlerinde cezasızlığın nasıl kurumsallaştığını gösterdiğini belirten Aksop, “Kadınların en temel hakkı olan yaşam hakkı ellerinden alınırken, gerçeklerin üstünün örtülmesine tahammülümüz kalmadı” dedi.
“Hakan Tosun’un ölümü basit bir asayiş olayı değildir”
Gazeteci ve çevre aktivisti Hakan Tosun’un Esenyurt’ta saldırıya uğrayarak yaşamını yitirdiğini hatırlatan Aksop, Tosun’un ekoloji mücadelesinin ve haberlerinin iktidarı rahatsız ettiğini söyledi.
“Hakan Tosun, İkizdere’den Akbelen’e, Validebağ’dan Bergama’ya kadar doğa talanına karşı mücadele edenlerin sesiydi. Saldırıya uğradı, hastanede saatlerce kimliksiz tutuldu, sonra hayatını kaybetti. Kamera kayıtları silindi, deliller karartıldı. Bu olay, gazetecilere yönelik sistematik şiddetin bir parçasıdır.”
Aksop, polis ve savcılığın ihmallerine dikkat çekerek, “Bu olay sadece bir saldırı değil, ifade özgürlüğüne ve basına yönelik bir gözdağıdır. Katillerin kimlerden güç aldığı ortaya çıkarılmalıdır” dedi.
“Adalet istiyoruz, hesabını soracağız”
Kadın platformları ve demokratik kitle örgütleri tarafından yapılan açıklamada, iki olayın da kadınların yaşam hakkı ve basın özgürlüğü açısından ortak bir mücadele hattı gerektirdiği vurgulandı.
“Rojin’in dosyasında gerçekler ortaya çıkarılmalı, Hakan Tosun’un ölümü kapsamlı biçimde soruşturulmalıdır. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa etkin biçimde uygulanmalıdır. Bu ülkenin kadınları, gazetecileri ve vicdan sahibi insanları adalet mücadelesini sürdürecek.”
Açıklama, Hakan Tosun’un sözleriyle sona erdi: “Umudumuzu yitirirsek yenilmiş oluruz, boynumuzu eğersek bitmiş oluruz. Biz çok güçlüyüz.”
Evrensel